Yaşlandıkça vücudumuz daha az kolajen üretmeye başlar ve mevcut kolajen miktarı da daha hızlı parçalanır. Yani kolajen kalitesi gençliğimize göre daha düşük seyreder. Kadınlar menopozdan sonra kolajen üretiminde önemli bir azalma yaşarlarken 60 yaşından sonra kadın / erkek herkesin kolajen üretiminde düşüş yaşaması normal kabul edilir.
Vücudumun Kolajen Seviyesinin Düşüp Düşmediğini Anlayabilir Miyim?
Kolajen ölçülemez fakat örneğin bir kan testinde kolajen seviyenizin düştüğünü gözlemleyebileceğiniz işaretler vardır. Bu semptomlar şunları içerir;
- Kırışık veya sarkık cilt.
- Kasların küçülmesi, zayıflaması ve kas ağrıları.
- Daha sert ve az esnek tendonlar, bağlar.
- Aşınmış kıkırdak sebebiyle eklemde ağrılar.
- Eklem hasarı veya sertliği sebebiyle hareketlilikte kısıtlanma.
- Sindirim sisteminizin astarının incelmesine bağlı gastrointestinal problemler.
- Kan akışı ile ilgili sorunlar.
Hangi Yaşam Tarzı Alışkanlıkları Kolajene Zarar Verir?
Vücudunuzdaki kolajen seviyelerini azaltabilen bu faktörlerden kaçının;
- Sigara içmek. Sigara kolajen üretimini azaltır. Kolajen ve elastine zarar vererek kırışıklıklara ve yavaş yara iyileşmesine yol açar. Nikotin, cilt yüzeyine yakın kan damarlarını daraltarak oksijen ve besinlerin verilmesini engelleyen bir maddedir.
- Çok fazla şeker ve rafine karbonhidrat yemek. Şeker, gelişmiş glikasyon son ürünleri oluşturmak için proteinlere bağlanır. Bu moleküller yakındaki proteinlere zarar verir ve kolajenin zayıf, kuru ve kırılgan hale gelmesine neden olur.
- Ultraviyole ışığa maruz kalma. Çok fazla güneş ışığının kolajen üretimini azaltığı ve kolajenin daha hızlı parçalanmasına neden olduğu saptanmıştır. Ultraviyole güneş ışığı kırışıklıklara neden olur. Bu yüzden aşırı güneşe maruz kalmaktan kaçının ve dışarıdayken daima güneş koruyucu (SPF 30 ve üzeri) sürün.
Ek olarak bilinmelidir ki kolajen seviyesi yaş ilerledikçe doğal olarak düşer.
Yaşlanma Belirtilerini Yavaşlatmak İçin Cilt Kolajen Kaybını İyileştirmek İçin Ne Yapabilirim?
Cilt yaşlanmasının etkilerini yavaşlatmak için her gün güneş koruyucu kullanın. Ultraviyole ışığa maruz kalmak kolajene zarar verir. Güneş koruma faktörü (SPF) 30 veya daha yüksek olan ürünler kullanın. Dışarıdayken geniş kenarlı bir şapka, UV korumalı güneş gözlüğü ve hafif, uzun kollu gömlekler ve pantolonlar giyin. Ekstra koruma için ultraviyole koruma faktörü etiketine sahip giysiler arayın. Bronzlaşma yataklarından kaçının.
Akdeniz diyeti gibi sebze, fasulye, kepekli tahıllar, kabuklu yemişler ve meyveler ile makul miktarda deniz ürünleri, et, kümes hayvanları, süt ürünleri ve yumurta içeren dengeli bir diyet yapın.
Sağlıklı bir diyetin yanı sıra mutlaka dışarıdan kolajen takviyesi de almanız gerekmektedir. Çünkü vücudun kolajen üretme seyrinin düşmesine bağlı olarak kolajenin geri konulması bunun için özel olarak geliştirilmiş takviyelerle mümkün olmaktadır. Kolajenler TİP1, TİP2 ve TİP3 olarak sınıflandırılır. TİP1 ve TİP3 ağırlıklı olarak saç ve cilt sağlığı konusunda etkilidir. TİP2 kolajen ise daha çok kemik ve kıkırdak dokusunda etkisini gösterir. Kullandığınız kolajende dikkat etmeniz gereken bir diğer konuysa şeker veya doğal olmayan tatlandırıcı içermemesidir. S Collagen likit ve toz formuyla içerdiği TİP1 ve TİP3 tipi kolajen, birçok bileşenle ve yapay şeker içermemesiyle vücudunuzun ihtiyacı olduğu kolajen miktarını size sağlar. Saçlarınız ve cildiniz için gerekli maddeleri vücudunuza aktarır. Ürünü S Clinic merkezlerinden ve internet sitemizden satın alabilirsiniz, sağlıklı günler dileriz.